Hukuk

Finansal Güçlük Yaşayan Şirketlerin Alması Gereken Önlemler ve Borç Yapılandırma Yöntemleri

Finansal Güçlük Yaşayan Şirketlerin Alması Gereken Önlemler ve Borç Yapılandırma Yöntemleri

Son zamanlarda meydana gelen finansal gelişmeler ve özellikle yabancı para birimleri ile faiz oranlarının aşırı bir şekilde yükselişi çok sayıda firmanın (özellikle yabancı para borcu olan) finansal açıdan zor duruma düşmesine sebep olmaktadır. İyi zamanlarda tedbirlerini alamamış olan firmaların finansal olarak zorlukların yaşandığı böylesi dönemlerde ayakta kalabilmeleri için birtakım önlemler almaları ve kendilerine en uygun finansal yapılandırma süreçlerine hızlı şekilde girmeleri hayati önem taşımaktadır. Bu makalemizde finansal zorluklar yaşayan firmaların alabileceği tedbirler ile borç yeniden yapılandırma seçeneklerine genel olarak değinilecektir.

Finansal zorlukların ağır bir şekilde hissedildiği bu dönemde firmaların öncelikle reel bir finansal analizden geçmesi gerekmektedir. Bu şekilde mali tabloların güncel ve gerçek durumu gözden geçirilmeli ve şirketin varlık ve yükümlülükleri net bir şekilde ortaya konulmalı, nakit akışı belirlenmelidir. Bu aşamada cevaplanması gereken en önemli sorulardan biri şirketin kısa ve orta vadeli ödeme yükümlülüklerinin mevcut durum itibariyle mümkün olup olmadığıdır. Gerek güncel bilançolarında ve gerekse kısa ve orta vadeli borçların ödenmesi bakımından sıkıntı yaşayan şirketlerin vakit kaybetmeksizin gerekli önlemleri alması ve bir yapılandırma sürecini başlatması gerekmektedir.

Bilanço ve vadesinde borçlarını ödeme bakımından zorluk yaşayan firmaların almaları gereken tedbirlerin başında bilançonun gerçek durumu yansıtacak şekilde düzenlenmesi gelmektedir. 7143 sayılı Kanun ile getirilen sınırlı süreli düzenlemeyle işletmeler kayıtlarını düzeltebilecek ayrıca geriye dönük vergi incelemelerinden kurtulmak amacıyla vergi ve matrah artırımı da yapabileceklerdir. Bu şekilde bir işlemin vergi ve sair mevzuata uygun olarak gerçekleştirilebilmesi için 31 Ağustos 2018 tarihinden önce harekete geçilmesi ve en geç bu tarihte ilgili Vergi Dairesine başvurulması gerekmektedir. Aksi durumda hem vergisel hem de adli cezalar ile karşılaşılması riski bulunmaktadır.

Finansal olarak zor durumda olan firmaların alması gereken tedbirlerin başında likit varlıkların arttırılması ve işletme gelir gider dengesinin iyileştirilmesi gelmektedir. Bilançoda bulunan durağan varlıkların elden çıkarılarak likidite sağlanması, bazı giderlerin azaltılması başta olmak üzere bir takım finansal ve hukuki tedbirler alınmalıdır.

Yukarıda yer alan tedbirlerin alınmasının ardında firmanın borçlarının yeniden yapılandırılması için bir değerlendirme yapılarak borç ödeme kapasitesine uygun ve firmanın yaşamasına imkan sağlayacak ödeme planının belirlenmesi gerekmektedir. Finansal kuruluşlara olan borçlar ile diğer gerçek ve tüzel kişilere olan borçların ayrı ayrı değerlendirilmesinde fayda bulunmaktadır.

Ağırlıklı olarak finansal kuruluşlara (Banka, Finansal Kiralama, Faktoring, Finansman şirketleri) borçlu olan firmaların ilgili mevzuat uyarınca borçlarının yeniden yapılandırılmasını talep etme imkanı bulunmaktadır. Bu kapsamda Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 13/8/2018 tarihli ve 7931 sayılı Kararı ile “Finansal Sektöre  Olan  Borçların Yeniden Yapılandırılması Hakkında Yönetmelik” kabul edilmiştir. Bu düzenlemenin temel amacı geçici finansal zorluk yaşayan firmaların iflaslarının önlenmesi ve borçlarının yeniden yapılandırılması suretiyle üretime ve istihdama katkılarının sürdürülmesidir.

Finansal zorluk yaşayan şirketler için önemli bir fırsat olan bu Yönetmelik finansal kurulaşlara ve bunlara borçları olan şirketlere aralarında anlaşmak suretiyle birtakım imkanlar tanımaktadır. Bu imkanların en önemlileri:

  • Kredilerin vadelerini uzatmak,
  • Kredileri yenilemek,
  • İlave kredi kullandırmak,
  • Anapara, faiz, temerrüt faizi ve  kar  payları  ile  kredi  ilişkisinden  doğan  diğer  her  türlü alacağı indirmek veya bunlardan vazgeçmek,
  • Anapara, faiz veya kar payı alacaklarını; kısmen veya tamamen _iştirake çevirmek, ayni, nakdi ya da tahsil şartına bağlı bir bedel karşılığı devir veya temlik etmek, borçlu ya da üçüncü kişilere ait ayni değerler karşılığında kısmen veya tamamen tasfiye etmek, satmak, bilanço dışına çıkarmak,
  • Diğer bankalarla ve alacaklılarla birlikte hareket ederek protokoller yapmak,

olarak sıralanabilir.

Yönetmelik ile getirilen bu imkan bir nevi sözleşmesel konkordato ya da mahkeme dışı konkordato olarak tanımlanabilir. Nitekim bu çerçevede alacak tutarının belirli bir kısmının kabulü halinde toplam borç oranının bir kısmından alacaklıların feragat etmesi ve borcun makul vadelerde ödenmesi yahut borçlunun malvarlığının en makul şekilde borçların kapatılması için kullanılması mümkün hale gelmektedir.

Finansal zorluk çeken firmaların iflas öncesinde başvurabilecekleri son seçenek Konkordato seçeneğidir. Adli bir süreç olan Konkordato müessesesine başvurabilmesi için borçlu firmanın önemli bir ön hazırlık sürecinden geçmesi ve mahkemelerin kabul edebileceği bir proje ile bu sürece başlaması Konkordato ile ulaşılmak istenen amacın sağlanması için zaruridir. Konkordato çerçevesinde alacaklıların toplam alacağının bir bölümünden feragat etmesi ve borçlu şirketin yaşaması ve bu çerçevede borçlarını ödemesi için uygun vadelerde bir ödeme planının kabul edilmesi mümkündür.

Şirketlerin zor duruma düşmeden önce veya zorluklar yaşanmaya başlamasından itibaren borçların finansal yeniden yapılandırma sürecinde profesyonel destek almaları ve kendilerine en uygun ve avantajlı çözümleri uygulamaları işletmelerinin devamı için hayati öneme sahiptir. BaFin Danışmanlık olarak alanında uzman kadromuzla hizmetinizde olduğumuzu vurgulamak isteriz.